Uzun bir kabul süreci gerekti. Etrafa saçılan parçalarımı; kendimi toplayabilmek için bir adım atmam gerekiyordu. Çok bitkin bir dönemimde girdim bu bahçeye ben. İlk görüşte hiç öyle ''ah burası benim olmalı'' diyemedim. İyi hissedecek halim kalmamıştı sanırım. Bahçede etraf çok karışmış dağınık ve renksizdi geldiğim gün aynı benim o anki halim gibi.
Bu bahçedeki ilk gün hayatımda ilk defa iyi hissetmediğimi sesli bir şekilde paylaşıp, kabul ettim ''Şu an iyi hissetmiyorum ama burada iyi olacağım, eminim.'' dedim.
Tek de bundan emindim.
Aylardan Ağustos ayıydı. Bahçede yapılacak çok iş vardı. Kesinlikle nereden başlayacağıma karar veremedim. Ortada duran taşları rengarenk boyayıp bir resim köşesi yaptım kendime hemen. Bahçe bakımına, çiçeklere, topraklara, duvarları renklendirmeye hiç yeltenmedim.
Tam ihtiyacım olan bir anda karşıma böyle harika bir yazı çıktı. Bahçenin etrafındaki bir duvara yazmaya karar verdim. Elimde o an ne malzeme varsa hiç doğrusu, en mükemmeli nasıl yapılır diye düşünmeden harf şablonla teker teker yazdım bu harfleri. Aralarda arkadaşlarım geldi yardım etti. Sol sütunun harflerin içini tek başıma boyadım sağ kısma sabrım kalmadığından yine arkadaşlarım eli değdi de bitti duvar.
Çardağın duvarını boyadıktan, evin diğer kısımlarındaki eksikleri tamamladıktan sonra başka bir hiçbir şey yapmadım. #makemydayworkshops u, toplantılarımı, aile yemeklerini, arkadaş kahvelerini hep bahçede yaptım sonbahara kadar.
Sonbahar hep yeni bir mevsim, şehre dönüş, okula başlama heyecanını hissettirir bana. Bahçedeki tüm ağaçlar teker teker yapraklarını döktü, yağmurlu günler arttı. Bahçe daha bir renksizleşti ama temizlendi sanki. Ardından kış geldi. Aralık doğumlu olduğum için kışı bile severim ben. Bahçe çok soğuktu, pek çıkmamaya başladım bahçeye. Bol hayal kurdum. Neleri düzenleyeceğimi, neler yapmak istediğimi düşündüm. Sıcak çayımı alıp salonun camından bol bol izledim bahçemi. Her şeyi yolunda koymaya başladığımı hissettirdi bütün kış bu bahçe bana.
Ve Mart başladı. O meşhur Mart 2020 :) Daha olaylar kontrolümüzden çıkmamışken böyle bir post paylaşmışım: @makemydaytr
Gün be gün ağaçlardaki topraktaki değişimler, gelişimler, meyvelere beni heyecanlandırmaya başladı. Bir beyaz iki kırmızı gül ağacım varmış büyülediler beni. Bu bahçeyi en baştan dekore etmek, tasarlamak istiyordum ama nereden başlarım bir türlü bilemedim. Ben bilmemeye devam ederken de kendimi bir anda eve ve bahçeye kapanmış buldum.
Dedim ya her mevsimi severim diye ama bahar İstanbul'da bir başkadır. Twitter'da okumuştum hayattan bir bahar alacağımız var diye. Bu güzel şehirdeki baharı kaçırıp evlere kapandık bu yıl. Sağlığıma, sahip olduklarıma ama en çok da bu bahçeye şükrettim ben bu dönem. Çok şanslıydım. Yapacak o kadar çok işim vardı ki karantina dönemi devam etse bir yandan da üzülmeyecektim.
Evet bu dönemde neler mi yaptım?
Geçen sene yazı yazdığım duvarı biraz çiçeklendirdim.
Kocaman bir güneş çizdim Dev Noktalar'dan aldığım ilhamla. Nasıl bu kadar mükemmel çizebildiğimi izlemek için Ekin Anıl'ın bu videosunu izleyebilirsiniz. Video
İnternetten palet sipariş ettim evdeki minderle bir keyif köşesi yaptım.
Beton görünümlü duvarı beyaza boyadım. Biraz yaprak çizip boyadım. Karantinanın sonuna doğru Estel yetişti yardımıma da kendi renklerini ve yapraklarını ekledi o da.
Normal çim ekmeye cesaret edemedim, çok sevgili mimar arkadaşlarımın önerisiyle bir bahçıvan geldi. Tüm toprak alanlarımı düzledi. Birlikte her yere çiçek ektik. Bir bölgeyi tarım alanı ilan ettim oraya patlıcan, salatalık, domates, biber ektim. Çok toprak göründüğü için bir kısma suni çim aldım. Memnunum baya, ortamı renklendirdi bence.
Sanırım bu kadar yol aldım :)
Baharı bitirip yaz mevsimine başlayınca hem karantina hem bu bahçedeki 1 yılım bitti. Yukarıda bahsettiğim gibi tam 4 mevsimin ve hayatın bütün döngülerini, iniş çıkışlarını yaşayıp deneyimledim bu bahçede ben. Kendimi ve bahçeyi geliştirmek, iyileştirmek, değiştirmek için elimden geleni yaptım.
Buraya kadar okuduysan sadece bilmeni istiyorum, yalnız değilsin, hiç bir zaman da olmayacaksın. Hayatta her şeyi yapabilecek, her istediğini hayata geçirecek güç sadece senin içinde, senin elinde. Şu an olduğun yerde arada bir nasıl hissettiğini sorgula, isteklerini fark et, kendi seçimlerini ve yansımalarını yaşadığını biraz da olsa anlamaya çalış. Huzursuz, mutsuz, değersiz olduğun bir yerde kalmaya çalışmanın yollarını aramak, şikayet etmek yerine bunu değiştirmek ve başka açıdan bakabilmek için bir adım atmaya cesaret et. Adım atmaya başladıktan bir kaç ay sonra bakacaksın, ne kadar da yol almışsın. İnişler çıkışlar, mutluluklar, mutsuzluklar, bitişler başlangıçlar hep var, hep de olacak elbet ama kendin için o ilk adımı atmayı bir denemek ister misin?
Lara
Comments